29 Haziran 2010 Salı

Metalvaktim



Sonisphere festivali kapsamında müthiş bir metal müzik fırtınası geçti ülkemizden. Şimdi adını burada anmak istemediğim bir gazetemsinin provakasyonuna rağmen muhteşem bir 3 gündü. Yukarıda görüldüğü gibi İran Metallica Fan Club üyeleri de oradaydı. Kendi ülkelerinde yaşayamadıkları özgürlüğü ülkemizde elde etmişlerdi. Zira kendi ülkelerinde değil bu tür müzik yapmak, dinlemek bile yasak. Kendilerini vincin tepesinde asılırken bulurlar. Ama dediğim gibi onlarca kilometre tepip buralara gelerek bu festivale katıldılar. Bu yukarıdaki resim de o gazetemsiye kapak olsun.

Festival iyisi ile kötüsü ile geçti. Organizasyon konusunda çok sıkıntılar var. Ama sürekli şikayet ederek bunları aşmak zor. Sanırım bu tür organizasyonları yaptıkça bu sorunlar aşılacak. Yani umarım böyle olur. Şimdiden Sonisphere 2011'i beklemeye başladım. Sonisphere 2010 bittikten sonra içimde bir burukluk, hüzün var 2 gündür.

22 Haziran 2010 Salı

Maradona Tekrardan Yunanistan'a Karşı






ABD 94'i hatırlayanlar o Arjantin takımını da hatırlayacaktır mutlaka. Kaptan Maradona, Caniggia, Batistuta, Redondo gibi efsanelerin olduğu bir takımdı. İlk maçlarını da Yunanistan'a karşı oynamışlardı. Maçı 4-0 kazanmıştı Arjantin. Yukarıda gördüğünüz müthiş golü de Maradona atmıştı. Ama bu onun son maçı olacaktı. Daha sonra patlayan kokain skandalı hem Maradona'nın hem Arjantin'in önüne taş koymuştu. Bugün, 16 yıl sonra tekrar bir Dünya kupasında karşılaşacak 2 takım. Maradona ise bu sefer teknik direktör olarak Arjantin'in başında.

15 Haziran 2010 Salı

Aguirre'nin Oscar Perez seçimi


Meksika-G.Afrika maçından sonra en çok konuşulan konuların başındaydı kaleci seçimi. Aguirre son hazırlık maçlarında ısrarla Oscar Perez'e şans verince ilk 11'e yerleşeceği belliydi Perez'in. Ancak ben yine de herşeye rağmen Ochoa'nın kaleyi alacağını düşünüyordum ki yanılmışım. Meksika'da benim en sevdiğim ve tuttuğum takım olan Jaguares'te oynadı geçen sezon Perez ama buna rağmen ilk 11'i hakettiğini düşünmüyorum. Kötü bir sezon geçirdi diyemeyiz belki ama bu ağırlıkta ve tempoda maçları kaldıramaz. İngiltere karşısında yaptığı hatalarda da ciddi uyarılar veriyordu zaten. Eğer Meksika yenilmediyse bu G.Afrika'nın bir bakıma beceriksizliğinden geldi.

Aslında kupa öncesi yazdığım yazıda Perez'i 3. kaleci olarak gördüğümü söylemiştim. Öyleydi de zaten. Ochoa ve L.E.Michel'den bir adım geride bana göre. Hatta turnuvaya davet edilmeyen Corona'dan da iyi değil. Ancak Aguirre enteresan bir şekilde Oscar Perez'e güveniyor. Ben ise hiç mi hiç güvenemiyorum. Meksika'nın bir an önce bu sorunu çözmesi lazım. Kaleyi Ochoa veya en azından Michel'e devretmeli Aguirre.

10 Haziran 2010 Perşembe

Hoşgeldin Sevgilim


4 senede bir görüyorum seni. Ancak içimdeki aşkım hiç sönmüyor. Bazen gece yarıları bazen gündüzün körü çıkıyorsun karşıma. Ama o günler, sana kavuşacağım günler ne zaman yaklaşsa heyecan basıyor içimi. Kimi zaman bana sürpriz yapıyorsun kimi zaman beklediğim şeyleri. Yine çok az kaldı kavuşmamıza. Yine heyecan bastı beni. Binbir güzelliklerinle hoşgeldin Dünya kupası...

3 Haziran 2010 Perşembe

Afrika yolcuları: Son Şampiyon İtalya


Sıkıcı keyifsiz futbol, savunma futbolu, Catenaccio, kontra atak oyunu diye sürekli eleştirilen bir ülke; son şampiyon İtalya. Catenaccio sistemini bırakmış olsalar bile en ufak savunma futbolunda bu terim üstlerine yapışmış durumda. Oysa 4’lü ve alan savunması anlayışıyla oynuyorlar uzun zamandır. Ayrıca sarkık bir geri libero da yok. Ama hücumun maç kazandırdığını savunmanınsa şampiyon yaptığını biliyorlar.

 

İtalya elemelerde 7 galibiyet ve 3 beraberlik alarak İrlanda Cumhuriyeti’nin önünde grubunu lider bitirdi. Ancak aldığı en farklı galibiyet 2-0.  Savunma oyunu tabi her zaman olduğu gibi biraz ön plandaydı. Bu sırada bazı oyunculardaki performans düşüklüğü de İtalya’yı etkiledi.

 

İtalya şimdiye kadar oynanan Dünya kupalarından sadece 1958 İsveç’e katılamadı. 1930 Uruguay Dünya kupasına ise kendi isteğiyle katılmamıştı. Onun dışındaki tüm kupalarda yer alan bir ekip. Yani 1958’den beri de aralıksız katılıyorlar. 1934, 1938, 1982, 2006 Dünya kupalarında şampiyonluğu kucakladılar. Ayrıca 1970 ve 1994’te final oynayıp kaybettiler. Bunun haricinde 1 üçüncülük, 1 dördüncülükleri var. Dünya kupalarının her zaman favorilerinden birisidir yani İtalya. Bu turnuvada ne yapabilirler oyuncuları ele alarak biraz inceleyelim.

Kale:


Burada üstünde tartışılmayacak bir isim var haliyle; Gianluigi Buffon. İsim olarak onu tartışmak abesle iştigal. Dünyanın sadece şimdiki zamanda değil tüm zamanlarda en iyi kalecilerinden birisi Buffon. Ama bu sezon hem sakatlıklardan dolayı hem de kulübünün kötü performansından dolayı o da bir düşüş  içindeydi. İyi bir sezon geçirmedi ve çok tartışıldı. Ama büyük oyuncular büyük turnuvalarda belli olur. Buffon’da bu turnuva ile beraber kendisine duyulan güveni boşa çıkartmayacaktır. 1 numaranın sahibi tabi ki kendisi olacak. Onun yedeği ise çok tanıdık bir isim. Bu sezon Napoli’de gösterdiği performans ile İtalya’da adından sıkça söz ettiren Morgan De Sanctis. De Santis Galatasaray’da eleştirildiği dönemlerde bile sürekli kadroda yer alan bir isimdi. Ancak genelde 2.kaleci Marco Amelia’nın ardından 3. kaleci oluyordu. Amelia’nın Livorno’dan ayrıldıktan sonra bir türlü dikiş tutturamaması ve giderek performansını düşürmesi De Sanctis’i onun önüne çıkardı. 3. isim olarak ise Serie A’yı düşme hattının  hemen üstünde bitiren Cagliari’nin kalecisi Federico Marchetti var. Kendisine muhtemelen pek şans gelmeyecektir ama ligde yediği goller de kötü kaleci olduğu anlamına gelmez.

Savunma:



Yukarıda yazdığımız gibi haliyle İtalya için en önemli yer burası. Tecrübeli ve genç yetenekleri harmanlamış vaziyetteler bu turnuva için. 36 yaşındaki kaptan Fabio Cannavaro ve Milan’ın 33 yaşındaki oyuncusu Gianluca Zambrotta takımın tecrübelileri. Bunlara 28 yaşında olmasına rağmen İtalya ve Juventus ile zorluk düzeyi yüksek maçlara çıkan Giorgio Chiellini’yi de ekleyebiliriz. Diğer kalan 4 oyuncu ise ulusal takıma yeni girmeye başlamış oyuncular. Chiellini ve Cannavoro’yu stoperde, Zambrotta’yı sağ bekte Domenico Criscito’yu da sol bekte göreceğiz muhtemelen. Criscito’da genç olmasına baskıyı kaldıracak bir oyuncu. Serie A’da Genoa ile 3 sendir çok iyi bir performans sergiliyor. Tabi bu sene Napoli forması ile çok iyi işler çıkaran Christian Maggio’yu da bu 11’i zorlayacak isimlere ekleyebiliriz. Zambrotta sol bek oynar ise Maggio’yu sağ bekte görebiliriz. Zira tüm kadroda Maggio ve Zambrotta dışında sağ bekte oynayacak oyuncu yok. Kalan iki isim ise yine Genoa’da Salvatore Bocchetti ve Bari’den Leonardo Bonucci. Eğer Cannavaro’nun performansı tatmin edici olmaz veya sakatlık yaşanırsa stoper mevkisi için sıra bekleyecek isimler de bunlar. Bilhassa Andrea Ranocchia ile birlikte Bari’de çok iyi bir sezon geçiren Bonucci zorlayabilir.

Orta Saha:


Orta sahanın ortasında epey yetenekli isimler var İtalya’da. Müadele hırsı ve azmini çok iyi bildiğimiz Gennaro Gattusa, yine aynı agresiflikte oynayan ama daha teknik Roma’lı Daniele De Rossi, geriden oyun kuran ve etkili pasları, uzaktan şutları ile rakibi zorlayan Andrea Pirlo, Sampdoria’nın kaptanı ve Gattuso’su Angelo Palombo takımın defansif ağırlıklı oynayan orta saha oyuncuları. 2008 Pekin olimpiyat oyunlarında takımın en önemli kozlarından olan Fiorentina’Lı Riccardo Montolivo burada da hücum yöenünden çok şey katabilir İtalya’ya. Orada sergilediği performansa rağmen İtalya çeyrek finalde elenmişti. Şimdi göstereceği performans ile İtalya neler yapar göreceğiz. Ayrıca 2006 Dünya kupası finalinden sonra sahanın ortasında uzun saçlarını kestiren son samuray Mauro Camorenesi de tekrardan kadroda. Bakalım bu sefer kupayı kaldırırlarsa farklı bir atraksiyon deneyecek mi? Juventus belki kötü bir sezon geçirdi ama Claudio Marchisio yine kadroda tabi ki. Bu sezon İnter’e karşı oynadığı futbolu tekrar etmesi kendisinin adını uzun bir müddet zikretmemiz için yeterli olacaktır. Çok teknik bir oyuncu. Uzaktan şutları, etkili pasları, göze hoş gelen çalımları pek hazzedilmeyen İtalya takımında sıklıkla gösterebilir bize. Simone Pepe ise İtalya’nın Ribery’e cevabıdır muhtemelen. Topla birlikte müthiş hızlı ve tutulması zor bir kanat oyuncusu.

Hücum:


Savunma futbolu oynuyor diye eleştirilen İtalya savunma oyuncularında biraz sıkıntı çekse de hücum konusnda çok elternatifli bir kadro var. Hatta öyle ki Giuseppe Rossi gibi bir isim kadronun dışında kaldı. Ayrıca aylarca İtalya gündemini meşgul eden Amauri konusu İtalya yönünde çözüme ulaşsa da ve Amauri’nin İtalya ulusal takımında oynamasını önünde bir engel kalmasa da kadroya giremedi. Belki Palermo’da kalsa kadroda olacaktı ama forvet konusunda bol alternatifli Juventus seçimi Amauri’yi geriletti. Yine bir yanlış seçim sonrası Milano yollarına düşen ama sonunda Floransa’da kendini bulan Alberto Gilardino ise kadroda kendine yer bulan isimlerden. Büyük maçların oyuncusu değil söylemi biraz üstüne yapıştı. Ama şampiyonlar liginde ve Uefa Avrupa liginde başarılı olması bu ön yargının biraz kırılması gerektiğini gösteriyor. Amauri kadroya giremedi ama takım arkadaşı Vincenzo İaquinta forvet hattına ismini yazdıranlardan. Uzun boyuyla sıkışan maçlarda İtalya adına önemli işler yapabilir. Antonio di Natale ise geç gelen şöhretin hem keyfinde hem üzüntüsündedir muhtemelen. 32 yaşında ve çok büyük ihtimalle ilk ve son Dünya kupası olacak. Onu forvet hattında değil kanatta veya forvet arkasında izleyeceğiz tahminen. Ancak ilk 11’deki yeri garanti olanlardan. Serie A’da geçtiğimiz sezon  tam 29 gol attı ve gol kralı oldu. Bu rakamı az bulabilecekler için söyleyelim son 50 senede 29 gol veya fazlasını atan sadece 1 oyuncu oldu; Luca Toni.  Fabio Quagliarella ise Napoli’ye epey pahalı bir ücrete transfer olmasına rağmen Napoli’nin iyi bir sezon geçirmesinde katkısı olanlardan. 11 gol 6 asist ile tamamladı sezonu. Giampaolo Pazzini için Roma’yı şampiyonluktan eden adam diyebiliriz. Şampiyonluk yarışının son anlarında Roma ile İnter çekişirken, Roma’ya hem de Olimpiyat stadında 2 gol birden atarak şampiyonluk hayallerini başka bahara erteletti. Kendi açımdan söyleyecek olursam ilk 11’e ilk yazacağım isim olurdu Pazzini. Bakalım Lippi Gilardino ve İaquinta gibi isimlere tercih edecek mi Pazzini’yi.

İtalya bu turnuvaya gelirken pek favori görülmüyor açıkçası genelde. Ancak bu adının pek geçmeme durumu onları pozitif etkileyebilir diye düşünüyorum. Her ne kadar artık Silvio Berlusconi yüzünden ‘’Forza İtalia’’ diyemesekte ‘’Forza Azzurri’’ diyerek destekleyeceğiz bu sefer gök mavileri. Bakalım Lippi yönetiminde oyuncular birlik olup ‘’İtalyanların kardeşliği’’ni bize gösterebilecekler mi?