7 Haziran 2009 Pazar

Rijkaard ve taktiği


Rijkaard'ın Galatasaray'a transferi bütün forumlarda, bloglarda, ve gerek göresel gerek yazılı medyamızda fazlasıyla yazıldı, çizildi. Şimdi Rijkaard Galatasaray'da diye sağır sultanın bile duyduğu haberi buraya eklememin alemi yok. Biraz farklı konulara el atalım ve Rijkaard'ın Galatasaray'a ne verip ne veremeyeceği, tekniği taktiği ile ilgili yazalım.

Yönetimin sonunda Alman ekolünden vazgeçmesi bile aslında bir devrim başlı başına. Ancak üstüne bir de bütün Dünya'nın bildiği ve saygı duyduğu bir teknik adamla anlaşması kısa bir şok yaşattı bizlere. Gerçi artık 2.sınıf hocalardan medet umma devrini kapatmıştı yönetim görüldüğü kadarıyla ancak yine de tam emin olamıyorduk. Rijkaard'ın resmi olarak 2 yıllık sözleşmeyi imzalaması ile bu endişelerimiz e son buldu. Euro 2000'de oynadığı futbolla sonunda bir kupa alacak bu portakallar galiba dedirtmişti bize. Hollanda'nın en büyük başarısı olan 88 Avrupa şampiyonluğunda futbolculuğu ile kaldırmıştı kupayı Frank ve bu sefer teknik adam olarak alacak gibiydi. Ancak yine olmadı. İtalya'ya karşı yine son derece iyi oynanan ve 2 penaltı kaçırdıkları bir maçta, seri penaltılar sonucu elenmişlerdi bu sefer de. Üstelik kendi evlerinde bu kadar kupaya yaklaşmışken. Tabi bu ne kadar yıkıcı bir sonuç olursa olsun oynadıkları futbol ile akıllardı kalmıştı Hollanda. Ardından başarısız bir Sparta Rotterdam denemesinden sonra Barça'nın başına geçti. Barça ise Real Madrid'in üs üste aldığı başarılardan sonra silkinip kendine gelmek istiyordu. Ancak lige girişi pek iyi olmamıştı Rijkaard'ın. İşler istediği gibi gitmiyor ve Barça kötü sonuçlar alıyordu. İspanyol basını her ne kadar göndermek için uğraşsada Barcelona yönetimi arkasında durdu ve ileride şampiyonlar ligi şampiyonluğunu getirecek olan süreci bir anlamda başlattı.

Rijkaard tipik bir Hollanda'lı olarak Total Futbol'a sıkı sıkıya bağlı aslında. Her ne kadar bazı oyuncularla sorun yaşamış olsa da onları en iyi biçimde kullanmakta üstüne yok. Barcelona'da iken 4'lü defanstan modern bir teknik adm olarak vazgeçmedi tabi. O yüzden defans kurgumuzun 4'lü olacağı aşikar. BArça'nın o dönemdeki taktiği de 4-3-3 idi. Orta sahada Xavi, İniesta, Deco. Sol açıkta Ronaldinho, sağda Messi ve forvette Eto'o. Galatasaray'da mutlaka benzer bir taktikle oynayacaktır. İleri üçlüsü Barça kadar olmasada Türkiye standartlarına göre hayli iyi Glatasaray'ın. Forvette BAros Kanatlarda Arda ve Kewell. Burada asıl sorun Kewell ve Arda'nın yeri olacağa benzer. Liverpool'dayken de Baros'un hemen solunda forvete yakın oynuyordu Kewell. Bu ikili ile İstanbul'da Milan'ın karşısına çıkmıştı Liverpool. Tabi asıl sorun Arda'nın da sol kanatta oynamaya hayli alışmış olması. Aslında uzun yıllar sağ kanatta oynayan Arda, Erik Gerets ile beraber sol kanada yerleşmişti. Bu sezon sağ tarafata oynadığı maçlarda biraz daha tutuk gözüktü. Ancak ben maç içinde sürekli yer değişen bir Kewell Arda ikilsi ile bu sorunun bir ölçüde aşılacağı kanısındayım. 

Önemli noktalardan birisi orta saha üçlüsü olacaktır. Galatasaray orta sahası her ne kadar güçlü gözüksede bazı eksiklikleri de mevcut. Belki transfer bu mevkiye gelecektir Rijkaard'ın isteği doğrultusunda bunu bilemeyiz ama biz mevcut kadroya göre bir değerlendirme yapalım. İniesta-Deco-Xavi üçlüsü Barça'nın kalbiydi aslında. Hem hücumda hem savunmada etkin rol oynuyorlardı. Galatasaray'da Mehmet Topal, Ayhan, Linderoth, Barış ve Lincoln gibi isimler var orta saha için. Ben Mehmet Topal ve Ayhan'ın Rijkaard'ın hem savunma hem hücum takımı için iyi bir ikili olduğunu düşünüyorum. Ancak 3. isim kim olacak, sorulması gereken soru bu. Porto ve Portekiz Ulusal takımında ofansif orta saha olan Deco'nun Barça sisteminde tipik bir orta saha oyuncusu olduğunu gördük. Acaba Lincoln Rijkaard ile daha çok koşan ve arzulayan bir oyuncu olarak yeniden doğabilir mi? Yani Rijkaard Lincoln'den bir Deco yaatabilir mi? Bunu yarın detaylı biçimde inceleyeceğim. Ancak Lincoln'den Deco olur mu derken birebir Deco gibi olur mu'dan ziyade orta sahanın ortasında oynayacak düzeye gelebilir mi'yi kastediyorum. Belki Galatasaray açısında en kritik soru bu. Çünkü bu 4-3-3 düzeninde Lincoln'ün başka türlü şans bulması zor.

Savunma hattında ise en büyük sıkıntı yine sağ bekte gözükecek gibi. Sabri'nin savruk oyunu, Serkan'ın tecrübesizliği, Uğur'un sakatlığı derken sıkıntılı bir mevki Galatasaray için. Hakan Balta'nın daha çok savunmacı bir bek olduğunu da düşünürsek, savunma kanatlarından daha az faydalanabilecek gibi gözüküyor hoca. Ancak sezon başı kampında bu sorunlara bir çözüm bulacağını düşünüyorum. Arda ve Kewell'ın biraz mücadeleci ve savunmaya yardımlı oynayacağı da aşikar. Rijkaard'ın her türlü koşan bir takım yaratacağı kesin. Ancak oyuncuları tersleyen ve kendini kanıtlama çabasına girerek gereksiz yere soğukluk yaratacak bir davranışta buluncağını hiç düşünmüyorum. Her şeyden önce önce oyuncular hocalarına müthiş bir saygı duyacaklardır. Nonda'sından Lincoln'üne kadar kimsenin mücadele etmeden ve koşmadan forma isteyeceğini sanmam. Ama formayı hakediyorlarsa da takım içindeki bazılarının sözünü filan dinlemeden Rijkaard'ın formayı vereceğini de biliyorlardır. 

Şimdi Total futbol zamanı, şimdi Galatasaray zamanı. Yeter ki Barcelona gibi sabır gösterilsin. Hoşgeldin Frank Rijkaard.

1 yorum:

  1. Zaten bu sorun L10'den Deco olup olmayacağı. Bu noktada ciddi bir soru işareti var ama bunun yanıtı L10'ün Rijkaard'ın gelişine olan tepkisiyle ölçecez. Olumlu yada olumsuz bu tepkinin sonucunda ondan ne surette verim alınacağı ortaya çıkacak. Şayet L10 yoksa Caner Erkin yada Nuri Şahin gibi bir isim muhakkak kadroya alınmalı bu bağlamda olası kötü seneryoya karşı.

    YanıtlaSil