26 Eylül 2009 Cumartesi

7 Mayıs 2000 Calais Nantes Maçı


Tarihler 7 Mayıs 2000’i gösteriyordu. Jocelyn Merlen berber dükkanı kapatmış, Fabrice Baron ve Grégory Deswarte kasap dükkanını, öğretmen Réginal Becque son ders zilinin çalmasıyla spor çantasını kapmış, tezgahtar Cédric Jandau haftalık iznini kullanmış, Grégory Lefebvre cafesini kapatıp gelmiş, Cédric Schille manav dükkanın açmamıştı. O gün Fransa kupası final maçı oynanacak tı çünkü. Hayır bu isimler maçı izlemeye değil o gün sahaya çıkmaya gidiyorla rdı. 

Fransa amatör kümesinde mücadele eden Calais FC önce Cannes, Strasbourg, Bordeaux gibi ekipleri deviriyor ve Fransa kupasında finalde Nantes’ın karşısına çıkıyordu. Bütün şehir bir olmuş bu destansı mücadeleyi yerinde izlemek için Stade de France’in yolunu tutmuştu. Bir amatör küme takımı bir kupa maçında 1.ligin güçlü ekiplerin den Nantes’ın karşısına çıkacaktı ne de olsa. Maçtan önce Nantes taraftarl arının bir kısmı da dahil bütün Fransa’nın hatta bütün Dünya’nın desteğini almıştı Calais. Tribünlerde tam 78,586 kişi bu efsane maçı izleyecek ti. O amatör ruh sahaya çıktığında tribünler coşmuş, alkışlar yükselmiş ve herkes duygusall aşmıştı. Seremoni sırasında heyecanla rı yüzlerinden okunan ama korkunun zerresini hissetmey en Calais oyuncuları maçın başlama düdüğü ile bir efsaneyi tamamlamak niyetindeydiler.

Maç başlamıştı artık. Herkesin haftalarc a konuştuğu efsane final başlamıştı. Calais bekleneni n aksine savunmaya kapanmıyor ve elinden geldiğince mücadelesini sürdürüyordu. Tam bu sırada, dakikalar 34’ü gösterdiğinde Jerome Dutitre, Calais’yi 1-0 öne geçiren golü atınca bütün statta kıyamet kopuyordu . Bir rüya, bir peri masalı henüz bitmemişti ve sonu muhteşem olacaktı galiba. 

İlk yarıyı 1-0 önde kapatan Calais soyunma odasına başı dik gidiyor, Nantes oyuncuları ise bu skor ve oyun karşısında şaşkına dönüyorlardı. İkinci yarının başlamasıyla Nantes oyuna biraz ağırlığını koymuştu. Beklenen golde fazla gecikmede n 50. dakikada Antoine Sibierski’nin ayağından geldi. Artık herkes Nanates’ın rahat galibiyet ini ve üst üste gelecek golleri bekliyord u. Ancak beklenen olmayacak tı ve kaptan kasap Becque liderliğinde Calais oyunda tekrar dengeyi sağlayacaktı.

Karşılıklı ataklar ve pozisyonl ar sonrası dakikalar ilerliyor ve artık herkes bu maçın uzatmalar a gideceğini tahmin ediyordu. Ancak maçın 90. dakikasında her şey bir anda tersine dönecekti.

Rüya bitmek üzereydi. Destanası bir masal, bir direniş mücadelesi, bir emek mücadelesi bir emek hırsızı tarafından çalınmak üzereydi. Herkes kaleye arkasını dönmüş Caveglia’nın atacağı penaltıyı kaçırması için dua etmekteyd i. Evet hakem Claude Colombo futbol tarihinin en eyyamcı penaltı kararını vermişti bir kere. 

Bir elektroni k mağazasında çalışan Cedric Jandau gözlerini kapamış, postacı Emmanuel Vasseur kafasını çime gömmüş, bakkal Christoph e Hogard kafasını göğe kaldırmış manav kaleci Cedric Schille’nin penaltıyı kurtarması için dua ediyordu. ‘’Ne olur karpuzları tuttuğun gibi tut şu topu ne olur.’’ Bütün tribünler bütün Dünya Schille’nin yanındaydı o dakikada. O topun o kadar insan içinden geçmemsi lazımdı. Caveglia topun başına geldi ve vuruşunu yaptı.

8 Mayıs 2000.

Bütün Calais halkı sokaklara dökülmüştü. Dün gece destansı bir mücadele veren takımının şehre girişini bekliyorl ardı. Takım şehre girince kıyamet kopmuştu. Ellerde bayraklar, herkes oyuncular a sarılıyor ve beraber ağlıyor, gülüyordu. Bir gece önce 14 adam bir efsanevi mücadele vermişti. Amatör ruhun ölmediğini ve istenirse her şeyin başarılabileceğini göstermişti tüm Fransa’ya ve Dünya’ya. Onlar ne kadar amatör olurlarsa olsunlar hiçbir şeyleri eksik değildi. Eksik olan şey sadece müzede bir kupa olacaktı. Ama bu mücadelenin yanında o kimin umurunda ki.

1 yorum:

  1. İyiler her zaman kazanır, o gün kazanmasa da bugün adını bile bilmedikleri bir ülkeden, adını değil sanını bile bilemeyecekleri bir vatandaşın yazısıyla...

    YanıtlaSil