Hıncal Uluç'un saha içindeki futboldan anlamadığı zaten bilinen birşey bunun hakkında yazmayacağım. Kendisinin Lig Tv hakkında yaptığı eleştirileri, federasyona yaptığı eleştirileri, Aziz Yıldırım'ın üstüne korkusuzca gitmesini her zaman takdir etmişimdir. Ancak iş saha içinde oynanan oyuna gelince maalesef olayları doğru anlayıp eleştirileri ona göre yapamıyor sayın Uluç. Rijkaard hakkında ''B'' planı yok eleştirileri yaparken aslında kendisinin bir ''B'' planı olmadığının farkında değil. İşler azıcık bozulunca bir Uluç karakteristiği olarak ortaya çıktı tekrardan.
Hıncal Uluç sene başında bazı düşünceler ortaya atar. Eğer takımı( Galatasaray, Ulusal takım vs.) iyi giderse çok sesi çıkmaz, çıkarsa da benim dediklerimi yaptılar ondan başarılı oldular der. Eğer başarılı olamazlarsa beni dinlemediler, hepsini yazdım, söyledim dilimde tüy bitti der. Neyse bunlar uzayacak konular biz geleleim geçen gün sayın Uluç'un yazdıklarına. Kelimesine dokunmadan ''Fotomaç'' gazetesine yaptığı yorumu aktarıyorum.
-Galatasaray, Alex'in görevini yapabilmek için Elano'yu getirdi ama Elano henüz bekleneni verebilmiş değil.
Oyun berabere giderken Elano'yu çıkartıp Mehmet Topal'ı sokuyor. Elano iyi oynamıyor ama Elano her an bir şey yapabilecek tipte bir adam. Brezilya Milli Takımı'nın oyuncusu, kurşun gibi şut atabiliyor, çok iyi çalım atabiliyor. Alex'in başka türlüsü. Mehmet Topal'ın hiçbir şey yapmayacağı belli, Mehmet Topal'ı, üçüncü ön liberoyu oyuna sokuyor. Ayhan'ı veya Mustafa Sarp'ı çıkarıp Topal'ı soksa onu anlarım. Hayır, üçüncü ön libero olarak oyuna sokuyor. 'Ben 0-0'a razıyım, böyle bağlayayım' der gibi. Artık Galatasaray'ın gol atması mucizelere kalmışken bu mucizeyi yapabilecek adamı çıkarıp, hiçbir şey yapamayacağını herkesin bildiği Mehmet Topal'ı sokuyor. Ondan sonra; 'Vay efendim, Rijkaard nasıl eleştirilirmiş!..' Rijkaard'ı ben yerden yere vururum. 90 dakikasına 90 eleştiri söylerim!..
-Alex'in en büyük özelliği kötü oynadığı karşılaşmalarda dahil maçı kurtaracak hareketler yapması herhalde...
Alex bir teknik direktör için en bela oyuncu. 80 dakika takımı 10 kişi bırakır. Yerine başka biri oynasa belki maçı 80. dakikaya kadar kazanabilirsin; 10 kişi oynamak zor günümüzde. Ama oynatmadığın zaman da bu sefer ne kendisinin, ne seyircinin tahammülü var. Çünkü adam her an bir şey yapabilir.
-Elano yeni geldiği günlerde, "M. City niye gönderdi, bir bakmak lazım!" demiştiniz ve Brezilyalı oyuncu halen beklenen futbolu ortaya koyamadı.
Bana gelen ilk haberler, 'Lincoln benzeri, geçimsiz bir adam' şeklindeydi. Galatasaray'da böyle bir şey yok şu anda ya da iyi gizliyorlar. Ama açık seçik belli Rijkaard, Elano'ya güvenmiyor. Elano'ya güvendiğini gösteren bir tavrı yok. İnsanlar da güvenmedikleri hocayla başarılı olamazlar. Ankaragücü maçı 0-0 devam ederken, Elano'yu çıkarıp, Mehmet Topal'ı alan hocaya kimse güvenmez. Ben de onun yerinde olsam güvenmem. Hani Galatasaray 1-0 galip olur da Elano'yu çıkarıp, Topal'ı alırsın. Onun bir mazereti var ama 0-0'ken Elano'yu çıkarıp, Mehmet Topal'ı alıyorsan Elano'ya 'Senden bir şey olmaz' demektir açık seçik.
Yukarıda kalın olarak gösterdiğim cümlelere dikkat lütfen. İşte eleştiri yapacağım derken insan kendini bu kadar alçaltabilir ancak. Bu kadar gerçeklerden uzaklaşabilir. Sayın Uluç maçlara gitmiyordu bir süredir, bunu biliyoruz zaten. Ancak artık maçları da izlemiyor sanırım. Oyundan çıkan Elano'nun yerine iddia ettiği gibi M.Topal değil Harry Kewell girmiştir. Yani ofansif bir oyuncu. Şimdi kendisi otursun, Rijkaard'ı ve taktiğini, yapmak istediklerini, ve kendi yazdıklarını bir daha düşünsün. Tabi amacı bu ise.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder