15 Kasım 2009 Pazar

Aynı Nakarat


Bu akşam müthiş bir basketbol karşılaşması seyretti sporseverler. Galatasaray ile Fenerbahçe bu sefer parkelerde karşı karşıya gelmişlerdi. Galatasaray’ın pota altında sıkıntılı olduğu, Fenerbahçe’nin ise Solomon sonrası skorer sıkıntısı yaşandığı maçtan önce konuşulanlardı. Galatasaray maça senelerdir futbolcularda görmek istediğimiz ama göremediğimiz bir hırsla başladı Fenerbahçe karşısında. İnanılmaz bir mücadele vardı. Sürekli önde götürdüğümüz maçta son dakikalarda biraz hücumda bocalayarak Fenerbahçe’yi de oyuna ortak ettik. Tribünlerde 40 dakika boyunca müthiş bir destek vermişti takıma. Öyle ki televizyon kamerası bile yerinde sabit duramıyor, salondakiler ile ekrandaki seyirciler de birlikte zıplıyor, yıkıyordu salonu sanki. Maçın normal süresi berabere bitti ama asıl bu güzellikte maça yakışmayacak olaylar ondan sonra başladı.

Fenerbahçe benchinin arkasında yer alan fenerli 1-2 vatandaş Galatasaary tribünlerine laf atıp, el kol hareketlerinde bulununca ortam gerginleşti. Bu sırada kendini bilmez bazı densizler sahaya girip ortalığı daha da karıştırmaya uğraşıyordu. 40 dakika boyunca en ufak bir taşkınlığı olmayan seyirci bir anda bu raddeye nasıl geldi gerçekten şaşırtıcı bir durum. İşte provakasyon denecek bir durum varsa tam buna denir herhalde. 2 kendini bilmez densiz Galatasaray tribünlerini çileden çıkartıp kıvılcımı çakıyorlardı. Ancak biz Galatasaraylılar olarak bu provakasyonlara alışığız. Malum yeni biten bir derbi öncesi; ”Benim ayağıma bastılar ondan tepki verdim diyenlerle oynamıştık.”

Provakasyon karşı tarafın en iyi yaptığı olaydır her zaman. Mesela bir yöneticileri çıkıp gayet rahatlıkla biz böyle olay görmedik daha önce diyebilir. Hiç gocunmaz, kendini sorgulamaz. Sen niye seyircisiz maç oynuyorsun o zaman kendi sahanda diye soran da olmaz tabi. Efes pilsen’li oyunculara kim saldırdı diye soran olmaz. İbrahim Kutluay’ın tribünlere tıpkı bugünkü provakatör kadın gibi yaptığı orta parmağı hatırlamaz, Rasim Başak’ın yine bir derbide olay çıkarttığını hatırlamaz. Can güvenliğmiz yok diye haykırır da rakibin can güvenliğini kendi salonunda önemsemez.

Yarınki gazete manşetleri şimdiden bellidir. Yazılıp çizilecek olanlarda. Galatasaray’ın maçın büyük bölümünde üstün oynayıp eze eze aldığı galibiyet atlanıp olaylara odaklanılacak. 2 hafta önce;” Olayları boşverin siz sahada ne oynadınız da konuşuyorsunuz.” diyenler ortalığı yıkacak. Ama bu maçta kendisine bir yabancı madde atılmamasına rağmen yerlerde kıvranan Emir Preldzic konuşulmayacak. Oyuncularımıza saldırdılar denirken Fenerbahçe’li oyuncu Kinsey’in Galatasaray taraftarına yumruk atması konuşulmayacak. Semih’in soyunma odasına giderken yaptığı hareketler yayınlanmayacak.

Olsun biz alıştık artık Galatasaray taraftarı olarak. Her maç olay çıkartıp, her maç ortamı gerip bu gerginlikten nasiplenmek isteyenlerin taktiğine alıştık. Maalesef, çok üzücüdür ki bu oyuna gelen bir çok taraftarımız da bulunmakta ve oyuna gelmekte. O benchin arkasında yer alanlar kimlerdi ve ne amaçla oradaydılar acaba. Kinsey’in şu taraftarımıza yaptığının fitilini ateşlemek için mi oradaydılar?

Bu nakarat sıktı artık. Biz masumuz valla günahımız yok oyunları da şu bilgisayar çağında, tarafsız bilgilere ulaşmak kolayken yemiyor artık. Tamam bu olaylar konusunda sizler daha tecrübelisiniz, bizim gibi amatör değilsiniz. Olay çıkartıp çıkartmadık diyebiliyorsunuz veya medyayı kendinize çekebiliyorsunuz. Organize olduğunuzdan hiç çaktırmadan işi bitirebiliyorsunuz. Cem Yılmaz’ın gösterisinde tanımladığı gibi ”Profesyonel”i olmuşsunuz işin. Ama sıktı bu nakarat. Artık bırakın karşı tarafı kızdırıp, sindirip yenelim tarzında eski Roma’da bile olmayan ayak oyunlarını. 90′ların bir şarkısında dendiği gibi;

Aynı Nakarat

Hep aynı aynı

Yarısı bayat

Hep aynı aynı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder