28 Ocak 2010 Perşembe

Giovani Dos Santos Galatasaray'da.


''Giovani Dos Santos: Bu ismi şimdiye kadar duydunuz mu? Eğer futbolu çok yakından takip etmiyorsanız cevabınız hayır olabilir ama bir şeye emin olun yakında fazlasıyla duyacaksınız. Yıldızı Meksika Ulusal takımı ile U17 dünya şampiyonasında parlayan Dos Santos, her yetenekli genç oyuncu gibi Avrupa’nın bir çok ünlü kulübünden teklifler aldı. Bunların başında her zaman altyapıya önem veren Barcelona'nın yanı sıra zenginim diye kasım kasım kasılan Chelsea'de mevcuttu. Ancak Dos Santos doğru tercihi yapmışa benziyor, Barça'nın müthiş altyapı hocaları ve altyapı tesisleri onu geleceğin Ronaldinho'su veya Maradona'sı yapacağa benzer.''


Yukarıdaki paragrafı okuyunca biraz şaşırabilirsiniz. Ancak bu yazıyı 4 sene önce kaleme almıştım. Giovani’nin ne gibi bir potansiyelini azıcık Dünya futbolunu takip edenler bilirler. O günlerin ismi en çok zikredilen oyuncularından biriydi. Bizde tabi bu oyuncuyu Galatasaray’a öneriyoruz zannetmeyin diye tamamlamışız cümlemizi. Ama kader 4 sene sonra yollarımızı kesiştirdi. Şimdi isterseniz Dos Santos’u biraz daha yakından tanıyalım.

Giovani Dos Santos Meksika’nın Monterrey şehrinde Dünya’ya geldi. Bu hususta ilginç bir şeyi de sizinle paylaşacağım yazının sonunda. Babası Gerardo dos Santos yani bilinen adıyla Zizinho, Brezilya’dan Meksika’ya futbol emekçisi olarak gelmiş biriydi. Gio’da burada Dünya’ya geldi ve doğup büyüdü. Ailenin diğer oğullarından birisi olan Gio’nun kardeşi Jonathan Dos Santos’da şu anda Barcelona forması giymektedir. Yani yarı Brezilya asıllı bir oyuncu Gio. Monterrey’de başladığı futbol yaşamında Barcelona Scoutları tarafından erken yaşta keşfedildi ve İspanya yolunu tuttu. Bu süre içinde bir çok kulübünde listesindeydi. Yaşlı kıta’ya geldiğinde henüz 13 yaşındaydı. Ancak çok kısa zaman sonra Dünya’ya adını duyuracaktı. Peru’da yapılan ve Meksika 17 yaş altı takımının Dünya şamyonu olduğu Fifa 17 yaş altı tunuvasında Meksika formasını giydi ve asıl çıkışını burada yaptı. Tıpkı takım arkadaşları Carlos Vela, Hector Moreno, Cesar Villaluz, PAtricio Araujo gibi. O turnuvada Meksika ile aynı grupta yer alan Türkiye ise, grup maçında Caner Erkin’in son dakika golüyle Meksika’yı 2-1 yeniyordu. Ancak Brezilya karşısında şansız bir mağlubiyet alan takımımız turnuvayı Dünya 4. olarak tamamlamıştı. O turnuvada en değerli oyuncu ödülünü şu anda Manchester United forması giyen Anderson alırken , 2.sırada Gio yer almıştı. 3. ise yine tanıdık birisi, Nuri Şahin olacaktı.

İşta bu turnuva aslında Gio’nun kadereni epey etkilemişti. Barcelona’da oynama sırası kendisine gelecekti yavaş yavaş. Ancak İspanya’daki 3 yabancı kontenjanı önünde büyük engel oluyordu o sıralar. Henüz İspanya vatandaşlığına geçememişti ve önünde Eto’o, Rafa Marquez, Ronaldinho vardı geçmesi gereken. Daha sonra Rafa Marquez’in vatandaşlığa geçmesi ile rahatladı ve daha çok oynama fırsatı elde etti. Tabi başında Rikaard gibi bir hoca olunca insanın geleceği ile ilgili endişe duyması yersiz oluyor. Bulduğu fırsatları değerlendirse de Barcelona’nın talihsiz bir döneme girmesi onun için de işleri sıkıntıya sokacaktı. Frank Rijkaard’ın ayrılışının ardından o da fazla kalamamış ve sene sonunda ada yolunu tutmuştu. Barça’da iken ilk resmi lig maçına A.Bilbao karşısında 18 yaşında iken çıkan Gio yine ilk şampiyonlar ligi deneyimini bu takımda gerçekleştirmiş ve O.Lyon’a karşı oynamıştı. 2007-2008 sezonunu REal Murcia deplasmanında 5-3’lük galibiyetle kapatan ama istediğini alamayıp ligi 3. bitiren Barça’da o maça ilk 11’de çıkan Gio, hattrick yaparak İspanya’ya veda ediyordu.

Ada’ya çok yüksek sayılmayacak bir transfer bedeliyle gelmişti. Ondan beklentiler yüksek olduğu için burada kendini daha rahat göstereceği ve yıldızının parlayacağı düşünülüyordu. Ancak teknik direktör Harry Redknapp’ın gözüne bir türlü girmeyi başaramayan Gio kısa bir süre İpswich Town tecrübesi de yaşadı. Konuştuğu her zaman teknik direktörünün onu anlayamadığını söyleyen Gio adeta birisini işaret eder gibiydi. Onu çok iyi anlayan ve güvenen birisini. İşte bu gecikmiş birleşme şu andan itibaren geçekleşti ve Frank Rijkaard ile Giovani Dos Santos tekrar buluştu. Bu bizim için rüya gibi bir buluşma aslında. İsimleri çok değil 3-4 sene önce rüyalarımızı süsleyenlerin formamız altında buluşması.

Tabi Gio’nun kulüp performansına değinmişken ulusal takımdaki durumunu atlamayalım. 2005 yılndaki U17 şampiyonasından sonra hemen hemen aynı takım hatta biraz daha takviyeli şekilde Kanada’da düzenlenen Fifa 20 yaş altı Dünya şampiyonasına çıkmıştı. Gio bu takımında 10 numarasıydı. Yine Vela, Moreno, Villaluz, Araujo gibi isimler kadrodayken onların yanına Javier Hernandez, Pablo Barrera gibi isimleri de ekliyordu Meksika. Grup aşamasını yine lider tamamlamıştı yine Meksika ve Gio’Nun 2 golü vardı. 2.turda da yine Gio’nun 1 gol attığı maçta Kongo’yu 3-0 geçip Arjantin karşısına çıktılar. Arjantin’e 1-0 yenilip çeyrek finalde veda etmişti Meksika turnuvaya. Ama o Arjantin’de zaten turnuvayı şampiyon olarak kapatacaktı. U17 turnuvası sırasında gümüş top ödülünü alan Gio bu turnuvada da bronz top ödülünü aldı. O turnuvada Brezilya adına yer alan isimlerden birisi de Jo idi.

Meksika alt yaş kategorilerinde bu başarıları elde eden Gio beklendiği gibi A takım düzeyine de yükseldi. Meksika’nın çok alternatifli hücum hattında yer almak kolay olmasa da üstün yetenekleriyle formayı kaptı. Etkili kanat bindirmeler, üstün tekniğinin yanı sıra bitiriciliği de iyi olan Giovani’nin tek dezavantajı zayıf fiziği gibi gözüküyor. Ancak topa hakim oluşu iyi olduğundan dolayı ikili mücadelelerde kolay adam eksiltebiliyor ve rakip kaleye gidebiliyor. İki ayağını da kullanabilen, sağ ve sol kanat ile forvet arkasında başarı ile oynayan Gio, biraz zorlansa da forvet olarak da oynayabilmekte. Aslında ileri üçlünün solu veya sağında forvete yardımcı olarak çok çok daha başarılı. Jo gibi etkili bir Target Striker’a nice asistler yapacağını düşünüyorum.

Transferi gündeme gelir gelmez çok heyecanlanmış ve olumlu haberin gelmesini beklemiştim. Giovani Dos Santos gerçekten çok doğru atılmış bir adımdır. Eğer bu transferi Dünya kupası sonrasına bıraksaydık almamız bir o kadar da zorlaşırdı. Belki şu aşamada kendisine yer bulmak biraz zor gözükse de kullanılacak opsiyon ile önümüzdeki seneler çok faydalanacağı bir oyuncu transfer etti Galatasaray.

Ayrıca Giovani Dos Santos ülkemizde oynayacak 3. Meksikalı oyuncu. Daha önce Sergio Almaguer ve Antonio De Nigris oynamıştı. Bu 3 oyuncunun da ortak özelliği Monterrey doğumlu olması ilginç bir tesadüf. Almaguer gibi hayal kırıklığı yaratmayıp, De Nigris gibi bizi üzmeyeceğini düşünerek hoş geldin diyoruz G2S’e.

3 yorum:

  1. Mükemmel bir yazı olmuş Turan. Toplamaya başladın akrabaları ya bakalım hayırlısı :)

    Yaza da bi Rafa patlatırsak değme keyfimize :)

    Bu arada Gio'nun Tottenham'a gidişi Juande Ramos'un varlığı nedeniyle gerçekleşti. Fakat 2 ay sonra kovulunca ortada kaldı Gio.

    Meksikalılar Redknapp'a ateş püskürüyorlardı bu yüzden :)

    YanıtlaSil
  2. Redknapp'a, Redneckapp diyorlar. :)

    Neyse Dünya kupasından önce bağlamamız iyi oldu, sonra Maniche gibi uçardı fiyatı.

    YanıtlaSil
  3. Bir önceki yorumumu geç yayınladığın için akraba olayını yeniden yazmışım, gecenin bi vakti beynim sulanmış sanırım :D :D

    Yalnız mayıs sonuna kadar opsiyonu kullanma şansımız var sanırım. Yine de çok zamanımız yok. Elimizi çabuk tutmamız lazım.

    YanıtlaSil